“BEN KÜBA”, 60. YILINA ÖZEL GÖSTERİMLE ADANA ALTIN KOZA’DA

Sovyet yönetmeni Mikhail Kalatozov’un 1964 yapımı kült eseri “Ben Küba” (I Am Cuba), 60. yılına özel gösterimiyle 31. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde seyirciyle buluşuyor.

“Ben Küba”, 60. Yılına Özel Gösterimle Adana Altın Koza’da

1964 yılında çekilen ve o dönemin Küba ve Sovyetler Birliği iş birliğiyle yapılan bu başyapıt, özellikle görüntü yönetmeni Sergei Urusevsky’nin teknik anlamda sınırları zorlayan kamera hareketleri ve yenilikçi çekim teknikleri ile anılıyor. 90’lı yıllarda ünlü Amerikalı yönetmenler Martin Scorsese ve Francis Ford Coppola’nın çabalarıyla tekrar keşfedilen film, restore edilerek yeniden sinema tarihinin en büyük yapıtları arasına girmişti. Filmin 4K kalitesinde restore edilmiş kopyası, 23-29 Eylül 2024 tarihleri arasında düzenlenecek 31. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali kapsamında Adanalı sinemaseverlerle buluşacak.

Küba Devrimi Öncesine Bir Bakış: Filmde Dört Farklı Hikâye

Mikhail Kalatozov’un yönettiği ve senaryosunu Rus şair Yevgeny Yevtushenko ile Kübalı yazar Enrique Pineda Barnet’in birlikte yazdığı “Ben Küba”, bir ulusun devrim yolculuğunu dört farklı hikâye üzerinden anlatıyor. Film, izleyiciyi Havana’nın lüks gece kulüplerinden kırsal bölgelere, zengin ile fakir arasındaki uçurumlara ve halkın devrime olan inancına tanık ediyor.

Filmdeki dört ana hikâye, Küba’nın farklı toplumsal kesimlerinden karakterlerin yaşadığı kültürel ve politik çatışmaları aktarıyor. Bir yandan Havana’nın zengin gece hayatı ve yoksul gecekondu mahalleleri arasında keskin bir geçiş sunulurken, diğer yandan kırsal kesimdeki devrimcilerin mücadelesine odaklanılıyor. “Ben Küba”da, hikâyeleri anlatan karakter ise Küba'nın kendisi, yani bir kadın olarak sembolize edilen ülkenin ağzından aktarılan devrime giden süreç, bir ulusun özgürlük mücadelesini derin bir şiirsellikle gözler önüne seriyor.

Sinemada Teknik ve Estetik Devrim

“Ben Küba” sadece politik içeriğiyle değil, aynı zamanda sinema dünyasında estetik ve teknik anlamda da büyük bir devrim olarak kabul ediliyor. Görüntü yönetmeni Sergei Urusevsky’nin akıl almaz kamera açıları ve uzun tek plan sekansları, sinematografide devrim niteliği taşıyor. Filmde kullanılan geniş açılı lensler, neredeyse halüsinatif ve yerçekimine meydan okuyan kamera hareketleriyle sinema dilini yeniden tanımlayan bir estetik anlayışı sunuyor. Bu teknik başarılar, filmi izleyen pek çok yönetmene de ilham kaynağı oldu. Kalatozov’un bu başyapıtı, sinematografinin sınırlarını zorlayarak yeni bir anlatım dili yarattı.

Scorsese ve Coppola'nın Çabalarıyla Yeniden Keşif

“Ben Küba” 1964’te vizyona girdiğinde hak ettiği ilgiyi görmeyen bir yapım olmuştu. Ancak 1990'ların başında Amerikalı ünlü yönetmenler Martin Scorsese ve Francis Ford Coppola’nın katkılarıyla yeniden keşfedildi. 1992 yılında gün yüzüne çıkarılan film, San Francisco Uluslararası Film Festivali’nde gösterildiğinde dakikalarca ayakta alkışlanmıştı. Bu unutulmuş başyapıt, sinema tarihinin en büyük keşiflerinden biri olarak kabul edilirken, restore edilmiş 4K kopyası 2019 yılında tamamlandı. O günden bu yana dünya genelindeki festivallerde sinemaseverlerin beğenisine sunulmaya devam ediyor.

Adana Altın Koza’da 31. Yıl Gösterimi

Uluslararası 31. Adana Altın Koza Film Festivali, dünya sinemasının en önemli yapıtlarını seyirciyle buluşturma geleneğini sürdürüyor. Bu yılki festivalde, “Ben Küba”nın 60. yılı onuruna yapılacak özel gösterim, sinema tutkunları için unutulmaz bir anı olacak. Kült statüsüne erişmiş bu filmi büyük ekranda, üstelik 4K kalitesinde izlemek, sinema tarihine tanıklık etmek isteyen izleyiciler için büyük bir fırsat.

Adana Altın Koza Film Festivali, sinemanın sanatla buluştuğu bir platform olmayı sürdürürken, bu yıl da dünya sinemasının önemli klasiklerine yer vererek, festival ruhunu canlı tutmaya devam ediyor. “Ben Küba”nın 60. yılına özel gösterimi, festivalin en çok konuşulan etkinliklerinden biri olacak.

 

ADANA (UHA) - REMZİ YILDIRIM

BELEDİYELER

EKONOMİ